Karamehmet'e büyük ceza Ünlü işadamı,medya patronu Mehmet Emin Karamehmet'e zimmet suçundan 11 yıl 8 ay hapis cezası verildi.
ADMİN tarih 11.02.2010, 00:45 (UTC)
Çukurova Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin Karamehmet, 11 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı. Karamehmet için ayrıca yurt dışına çıkış yasağı konuldu.
Pamukbank'ın zarara uğratılması ile ilgili 12 sanıkla birlikte yargılanan işadamı Mehmet Emin Karamehmet, 'nitelikli zimmet' suçundan 11 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı. İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya sanıklardan katılan olmazken, sanık avukatları duruşmada hazır bulundu.
Duruşmaya katılan sanık avukatları, müvekkillerinin suçsuz olduğunu belirterek, beraat kararı verilmesini istedi. Cumhuriyet Savcısı Selamettin Celep, eski mütalaasını tekrar etti.
Kararını açıklayan mahkeme, Mehmet Emin Karamehmet'i "ihtilasan (nitelikli) zimmet" suçundan 11 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme ayrıca Karamahmet'i, 471 milyon 950 Bin TL adli para cezasına çarptırdı. Mahkeme heyeti, Karamehmet için yurt dışına çıkış yasağı da koydu.
CİHAN
ALBAY'IN CENAZESİNDE PAŞA'DAN SERT SÖZLER / VİDEO
ADMİN tarih 11.02.2010, 00:24 (UTC)
Deniz Kuvvetleri Komutanı, intihar eden deniz albayın cenaze töreninde basın mensuplarının sorularını cevapladı.
Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit, bir deniz albayının canına kıymasına yol açtığı ileri sürülen ve internette dolaşan fotoğrafların, 5 yıllık olduğunu belirterek, ''Ahlâk dışı yorumlar vicdâna sığmaz. Canlarına kıyan arkadaşlarımızın başına gelenlere karşı susmak mümkün değil'' dedi. Oramiral Yiğit, bu tür iddiaları ortaya atanlara, ''Kendinizi bu insanların yerine koyun'' tavsiyesinde bulundu.
Bir internet sitesinde Albay Berk Erden'in eşinin Deniz Kuvvetleri'nde görevli evli olan Albay A.Ö. ile yasak aşk yaşadığı ileri sürülerek fotoğraflar yayınlanmıştı. Siteye klip şeklinde fotoğrafların yüklenmesinin ardından Albay Erden'in ailevi nedenlerle intihar etmiş olabileceği iddia edilmişti. Oramiral Yiğit de bu iddia sorulunca 'bu bir onur intiharıdır'' dedi ve ekledi: Yargılama yapmadan önce herkes kendine sorsun, 'Aynı şey benim başıma gelse ne yapardım' diye...Bu ithamlar karşısında susmak mümkün değil..
Oramiral Yiğit, gazetecilerin 'amirallere suikast iddianamesi' ile ilgili soruları üzerine de ''İddianamede adı geçen iki albayım, eğer bana bir mermi sıkılırsa, bana bir hücum olursa göğsünü siper edecek insanlardır'' diyerek albayları savundu.
Oramiral Yiğit gazetecilerin soruları üzerine şunları söyledi:
BEN NE YAPARIM DİYE HERKES KENDİNE SORSUN
Ben ve personelim silahlı kuvvetlerin diğer personeli gibi her zaman göreve hazırız
Bu konuda yargı yapmadan önce masumiyet karinesini dikkate alarak, bu güzide subaylarımızı suçlamadan önce herkes aynı soruyu kendisine sorsun: Bu bana yapılsa ne yaparım ben
Ben personelimi tanıyorum. Bu personelimizin komutanları da büyük bir popülasyonu temsil etmiyoruz. Biz çok az bir mevcudu olan kuvvetiz. Bizim personelimiz teğmen çıktığı andan itibaren 20 sene içinde temayüz etmiş ise belirli görevlere gelir.
Aynı gemi içinde 200 kişi yaşarız. Küçük gemilerde 40-50 kişi olur. Personelimizin nefes alışını bile hissederiz.Bir personelimizin cunta ile suçlanması ve bizim bunu haber alamamız kesinlikle mümkün değildir
HATA YAPAN PERSONELİM MUTLAKA VARDIR
55 bin kişiye kumanda eden bir kuvvetin komutanı olarak diğer kurumlarda olduğu gibi hata yapan personelim de mutlaka vardır. Biz bunların kendi içimizde ve gerekirse sivil yargı içinde gerekli cezaları almaları için gerekeni yaparız.
Deniz Kuvvetleri basının bildiği ya da bilmediği bir çok konuyu öne çıkarmıştır.
DEMOKRASİYE SAYGILIYIZ
Demokrasiye, hukukun üstünlüğüne saygılıyız. İçimizde hata yapanları da hiyerarşik mekanizmamız içinde cezalandırırız.
Hiçbir kurum ceza sistemini bizim kadar sağlıklı uygulayamaz. Bu konuda o kadar tititiz.
YARGIYA MÜDAHALE EDECEK BİR ŞEY SÖYLEMEDİM
Şu ana kadar yargıya müdahale edecek bir şey söylemedim. O şekilde anlaşılmışsa da günlerdir basında yapılan yayınları çok dikkatli izliyoruz. Orada şöyle deniyor: Bu iddialar doğrudur. Ben öyle bir şey söylemedim bakın. 'Personelim arasında da hata yapan vardır' dedim.
Eğer bu saldırılar böyle olursa, biz personelimizle tek vücut halindeyiz.
Moralleri bozulsa da ettikleri yemine bağlı olarak her zaman göreve hazır olduklarını söylüyorlar.
Halkımıza düşüncelerimizi iletmeyi bir borç saydım. Çünkü halkımıza saygımızı bizim gözümüzde çok önemli.
ONUR İNTİHARI
Onun için bugüne kadar sabırla bekledik. Ama böyle onur intiharları oluyor.
O siteye konan resimler 5 sene önce çekilmiş fotoğraflar.
Herkese söylüyorum. Eşiniz, kız kardeşiniz birinin evinin önünde olamaz mı?
Bu arkadaşımızı tanıyoruz. Çok mümtaz vasıfları olan bir arkadaşımız.
Bunlardan yola çıkıp ahlak dışı bir değerlendirme yapmayı sizin takdirinize bırakıyorum. Ama böyle ithamlar karşısında susmak mümkün değil.
Avukata iletip tam bir girişimde bulunacakken günlerin getirdiği stresle intihar ediyor.
Askeri savcılık araştırmalara başlamıştır. Bilgi kaynakları açısında da soruşturmalar devam ediyor.
Kendisinin bir bayanla ilişkisi yüzünden olduğu daha önce söylendi ama tutmadı. Sonra bu yeni iddia çıktı.
AMİRALLERE SUİKAST İDDİASI
Üst düzey bir komutanım. Üst düzey isimlere her zaman suikast tehlikesi vardır.
Beni esas üzen bu iddiaların masum subaylarımızın üzerine yıkılmasıdır.
Bana düzenleneceği söylenen suikast iddiasında ismi geçen 2 albayım, eğer bana bir mermi sıkılırsa, bana bir hücum olursa göğsünü siper edecekler insanlardır.
'BERKCİĞİM BİZİ YAKTILAR'
Berk Erden'in eşi Ö. Erden, Levent Camii'ndeki törende kocasının tabutuna sarılarak, “Berkciğim, bizi yaktılar. Oğlumu babasız bıraktılar. Neden bizi bırakıp gittin” dedi. Berk Erden'in oğlu da tabutun başında annesine destek oldu.
Törene Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Uğur Yiğit, Donanma Komutanı Oramiral Murat Birgel, Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu ve Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Kadir Sağdıç ile çok sayıda üst rütbeli subay da katıldı.
(Hürriyet)
DİZİ YAYINLARINA YENİ AYAR
ADMİN tarih 11.02.2010, 00:12 (UTC)
Bülent Arınç tarafından kamuoyuna açıklanması planlanan RTÜK Kanun Tasarısı, TV yayınlarındaki reklam sürelerine yeni düzenlemeler getiriyor.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç tarafından basın toplantısıyla kamuoyuna açıklanması planlanan RTÜK Kanun Tasarısı, TV yayınlarındaki reklam süreleri konusuna yeni düzenlemeler getiriyor. İşte yeni tasarıdan bazı başlıklar…
Gazete Habertürk'ten Düzgün Karadaş'ın haberine göre; yeni RTÜK tasarısı çeşitli düzenlemelerin yanı sıra, TV yayınlarındaki reklam süreleri konusunda da bazı yenilikler getirecek.
Yenilikler şöyle sıralanıyor:
• Her şehirde tüm televizyonların faydalanacağı tek bir verici istasyonu kurulacak.
• Diyet yiyecek ve içeceklerin çocuk programlarıyla birlikte verilmesi yasaklanacak.
• Reklamların oranı, bir saatlik yayın içerisinde yüzde yirmiyi aşamayacak. Yarım saatte bir reklam arası verilecek.
• Şikâyetleri değerlendirmek için izleyici temsilciliği zorunlu olacak.
• Haberlerin verilişinde doğal sesin dışında abartılı ses ve görüntüye yer verilemeyecek.
• Çizgi filmlerin en az yüzde yirmisi, çocuk programlarının ise en az yüzde kırkı yerli yapım olacak.
• Bir kişinin sahip olduğu televizyon sayısı, toplam frekans sayısının yüzde 10'unu geçemeyecek.
• Yabancıların hisse payı yüzde 50'yi geçemeyecek. Yabancılar en fazla iki medya şirketine ortak olabilecek.
İRAN'DA URANYUM ÜRETİMİ BAŞLADI
ADMİN tarih 11.02.2010, 00:06 (UTC)
Uluslararası tepkilere aldırmayan İran, bugün yüzde 20 oranında zenginleştirilmiş uranyum üretimine başladı.
İran, uluslararası toplumun tepkilerine kulağını tıkarayarak nükleer programına hız verdi. Ülke, bugünden itibaren uranyumu yüzde 20 oranında zenginleştirmeye başladı.
İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Ali Ekber Salihi, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) bilgisi dahilinde uranyum zenginleştirme işlemini başlattıklarını söyledi.
Salihi, ellerindeki yüzde 3,5 oranında zenginleştirilen uranyumu Natanz'daki tesislerde yüzde 20'ye çıkaracaklarını bildirdi.
Çalışmaları Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı denetçilerinin de gözetlediği belirtiliyor.
Salihi, "Zenginleştirme işleminin başlaması, uranyum takasında müzakere ve uzlaşma kapılarının kapandığı anlamına gelmiyor. Müzakereci taraflar akıllıca davranır ve zamana oynamazlarsa biz uzlaşmaya hazırız" dedi.
Batı ülkeleri, İran'ın zenginleştirdiği uranyumu nükleer silah yapımında kullanmasından endişeli. Tahran'ın son hamlesi bu endişeleri artırmış durumda. Sivil amaçlı nükleer enerjide kullanılacak uranyumun yüzde 3 civarında zenginleştirilmesi yetiyor. Nükleer silah üretiminde kullanılabilmesi için ise uranyumun yüzde 90 civarında zenginleştirilmesi gerekiyor.
ABD, tek seçeneklerinin İran'a yeni yaptırımlar uygulanması olduğunu söylüyor. ABD'ye Fransa ve İngiltere de destek veriyor.
Ancak Çin sabırlı olunması ve diplomatik çözümün izlenmesi gerektiği görüşünde.
URANYUM TIBBİ ARAŞTIRMALAR İÇİN KULLANILACAK
İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, ülkede yaklaşık 850 bin hastanın tedavisinde kullanılacak tıbbi araştırmalar için uranyumu yüzde 20 zenginleştirme talimatı vermişti.
İran, yaklaşık 200 hastanenin ihtiyacını karşılamaya yönelik radyoizotoplar için Tahran'daki araştırma reaktörüne yüzde 20 zenginleştirilmiş uranyum satın almak istediğini UAEK'ya bildirmiş, ardından taraflar arasında konuya ilişkin müzakerelerde bulunulmuştu.
Nükleer güçler ve İran arasında uranyum takasına ilişkin görüş ayrılıklarının giderilememesi üzerine Tahran yönetimi, UAEK'ya mektup göndererek zenginleştirme işlemini kendisinin yapacağını ilan etmişti
SEVGİLİLER GÜNÜ
ADMİN tarih 10.02.2010, 21:22 (UTC)
Valentine
1908 tarihli Katolik Ansiklopedisi'ndeki eski şehitler listesinde, 14 Şubat gününe kayıtlı, inancı yüzünden öldürülmüş üç tane Aziz Valentine geçmektedir:
Romantik aşk ile Valentine arasındaki bağlantı tarihi dökümanlarda hiç geçmemektedir ve kimi tarihçilere göre sadece bir efsanedir. Valentine'nin onuruna kutlama günü, 14 Şubat 496 yılında Papa Gelasius tarafından ilan edilmiştir.
1969 yılında kilise takviminden Aziz Valentine gününü çıkarmıştır.
Orta Çağ
Romantik aşk ile Valentine arasındaki bağlantı ilk olarak 14. yüzyıla ait kaynaklarda görülmektedir. 1381 tarihli Parlement of Foules adlı kitaba göre, Fransa'da ve İngiltere'da 14 Şubat geleneksel olarak kuşların çiftleşme günü olarak bilinmekteydi. Günün bu özelliğinden dolayı sevgililer birbirlerine güzel sözler yazan notlar vermekteydi ve bu notlarda birbirlerine Valentine diye hitap etmekteydiler.
Hristiyan olduğu için öldürülmüş din adamı Valentine ile romantik aşk arasındaki ilişkiyi anlatan efsanelerin 14. yüzyılda ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bu efsanelerde geçen başlıcaları şöyledir:
Valentine, öldüreleceği günden bir gün önce gardiyanın kız kardeşine "Valentine'ninden" imzalı bir aşk notu vermişti.
Romalı askerlerin evlenmesinin yasak olduğu dönemlerde; gizlice evlenmelerine yardım etmişti.
14 Şubat, 1800 yıllarda Amerika'lı Esther Howland'ın ilk Sevgililer Günü kartını yollamasından bu yana çok sayıda insanın kutladığı toplumsal bir olay olmuştur. Bunun doğal sonucu olarak olayın ticari yönü çok fazla önem kazanmış, sevgililer günü tüm dünyada ticaretin canlandığı bir dönem haline gelmiştir.
Sevgililer günü adetleri
Sevgililer günündeki en yaygın uygulama eşe ya da sevgiliye verilen karttır. Bu kartlara sevgi mesajları, aşk şiirleri vs. yazılır.
Özellikle batı medeniyetlerinde, sevgilisi olmayanlar hoşlandıkları kişilere kart gönderir. Alıcı kişi, içinde genellikle "Sevgilim olur musun?"yazan bu imzasız kartın kimden geldiğini bulmaya çalışır.
Sevgililer gününde hemen herkes sevgililerine veya eşlerine bu günün ruhu ile bütünleşen, karşı tarafa sevgilerini anlatan hediyeler verir. Bu hediyelerin başında çiçekler ve çikolata gelir.
Sevgililer Gününü çiftler genellikle başbaşa geçirirler. Başbaşa gidilen romantik bir yemek, ya da evde hazırlanan romantik bir sofra en yaygın kutlamalardandır.
Çiftler, Sevgililer Günü'nün gecesinin de özel olması için çaba gösterirler. Kimi çiftler, bu güne has, cinselliği ön plana çıkarıcı kıyafetler ve iç çamaşırları alırlar. En çok tercih edilen renk, tutkuyu sembolize eden kırmızıdır.
Bunların yanısıra, Sevgililer Günü çok sayıda evlenme teklifinin de gerçekleştiği bir gündür.
Batı dünyasında özellikle Hristiyanlık dini ve kültüründe çok yaygın olan Sevgililer Günü ve etkinlikleri, bütün dünyaya yayılmıştır. Bazı İslam ülkelerinde kutlanılması resmen yasak olduğundan o güne özel bir aktivite yapmak veya hediye almak da yasaktır. Bunun yanısıra birçok müslüman da, bu Hristiyan Kültürünü hoş bakmayıp, bugün kutlamazlar ve sevgililerine, eşlerine onlarla tanıştıkları, sözlendikleri, nişanlandıkları veya nikahlandıkları günde hediye alırlar.